Bu çalışma, Türk Hıristiyan kimlikli azınlıkların ‘yerli’ ve ‘yabancı’ olma halini eşzamanlı deneyimledikleri bir öz-temsil pratiğini anlama çabasının ürünüdür. Hıristiyan kimliğine ilişkin tarihsel ve modern hafızayı kuran meta-anlatılar, ister Oryantalist isterlerse de Oksidentalist olsunlar, Türk Hıristiyanlar hakkında hep bir yanlışlık söz konusudur. Çünkü Türk Hıristiyanlar, Anadolu’daki paniği besleyen Batı geleneğinin bir parçası değildirler. Aynı zamanda Türk olmalarına rağmen Batıdaki paniği besleyen Türk-İslam kültürünün de tam anlamıyla bir parçası değildirler. Bu nedenle Türk Hıristiyanları anlamak için, kendileri hakkında konuştukları bir öz-temsil alanını incelemek en gerçekçi atılım olacaktır. Bu çalışma, Türk Hıristiyanların kendileri, diğerleri ve şeyler hakkında konuştukları ve hikâyeler ürettikleri SAT-7 Türk televizyonundaki öz-temsil süreçlerini betimlemeyi amaçlamaktadır. SAT-7 Türk, Türk Hıristiyanları tanımak için birincil kaynaklar içermesi bakımından ve Türkiye’deki en güçlü azınlık yayın organlarından biri olmasından dolayı etkili bir birikim alanıdır. Çalışmanın bulguları, SAT-7 Türk ekranında konuşulanların, dışında konuşulanlardan ve Hıristiyan kimliği hakkında söylenenlerden kimi yönlerden farklılık gösterdiğini, kimi yönlerdense farklılık göstermediğini ortaya koymaktadır.
This study is the product of an effort to understand a self-representation practice in which minorities with a Turkish Christian identity experience the "domestic" and "foreign" state simultaneously. There is always a mistake about Turkish Christians, whether the meta-narratives that establish the historical and modern memory of Christian identity, be they Orientalist or Occidentalist. Because Turkish Christians are not a part of the Western tradition that feeds the panic in Anatolia. At the same time, although they are Turkish, they are not exactly a part of the Turkish-Islamic culture that feeds the panic in the West. Therefore, in order to understand Turkish Christians, it would be the most realistic breakthrough to examine a field of self-representation that they talk about. This study aims to describe the processes of self-representation in SAT-7 Turkish television, where Turkish Christians talk about themselves, others and things, and produce stories. SAT-7 Turk contains primary sources for recognize Turkish Christians and is an effective deposition area because it is one of the most powerful organ of minorities in Turkey. The findings of the study reveal that what is spoken on the SAT-7 Turkish screen differs in some ways from what is spoken outside and what is said about Christian identity, but not in some ways.