Türkiye’de kültürel modernleşmenin gerçekleşmesinde oldukça işlevsel bir role sahip olan radyo, erken cumhuriyet dönemi müzik politikaları doğrultusunda araçsallaştırılırken, geleneksel müzik, modernleşmenin bir getirisi olarak icra edildiği mekanlardan ve devlet himayesinden mahrum kalacaktır. Ancak Ankara Radyosu kurulurken oluşturulan idari kadrolar, radyonun hem bir eğitim kurumuna dönüşmesini hem de geleneksel müziğe ilişkin kültürel sermayenin modern algı kalıplarına göre düzenlenerek yeniden üretilmesini sağlayacaktır. Öyle ki, modernleşme ile ortaya çıkan radyo ve gazino gibi yeni iktidar alanları cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kültürel modernleşmenin bir parçası olarak tahayyül edilse de zamanla geleneksel müziğin seslendirildiği yeni icra mekanları ve mücadele alanları haline gelecektir. Böylelikle modernleşmenin bir parçası olarak araçsallaştırılan kadının da, ağırlıklı olarak bu mücadelenin bir parçası olduğu görülecektir. Makale, radyo ve gazinoyu Türk müziğinin yeni mücadele alanları olarak ele alması, radyo ve gazinoyu işleten ve zamanla dönüştüren dinamikleri, eyleyicileri ve onlara ait stratejileri Bourdieu sosyolojisi bağlamında incelemesi bakımından önem taşımaktadır. Makalede nitel yöntemle çalışılan betimsel bir tarama modeli kullanılmış olup, radyo uzantılı dergiler ve icracıların hayatlarının ele alındığı biyografilerin yanı sıra radyo ve gazinoya ilişkin yayınlar taranmıştır. Elde edilen verilerin değerlendirilmesiyle ulaşılan bulgular doğrultusunda, radyo ve gazinonun yeni birer mücadele alanı olarak ortaya çıktığı, radyoya okul gibi bir işlerlik kazandırmak suretiyle devlet sermayesi üzerinde iktidar sahibi olan Mesut Cemil Bey’in geleneksel müziğe ilişkin kültürel sermayenin yeniden üretilmesini, radyoya özgü kurumsal kültürün inşa edilmesini ve birbirinden farklı iki simgesel alanın oluşmasını sağlayarak geleneksel müzikte bir ayrım düşüncesi aşıladığı, böylelikle musiki cemaatinde iki cepheli bir çatışmanın doğmasına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Ancak İstanbul radyosunun kurulmasıyla ortaya çıkan yeni iktidar alanı ve bu alanın siyasi iktidarla olan ilişkisi, bu ayrımın pekiştirilmesinde ve birbirinden beslenen, birbirinden farklı sermayelerin işler olduğu iki ayrı yapı ve simgesel alanın ortaya çıkmasına sebebiyet verirken “radyo tavrı” denilen, radyoya özgü simgesel sermayenin oluşumunu da gerçekleştirmiştir.
Radio, which has a very functional role in the realization of cultural modernization in Turkey, will be instrumentalized in line with the music policies of the early republican period, while traditional music will be deprived of the places where it is performed as a result of modernization and the protection of the state. However, the administrative staff created during the establishment of Ankara Radio will ensure that the radio is transformed into an educational institution and that the cultural capital of traditional music is re-produced by arranging it according to modern perception patterns. Such that, new areas of power such as radio and casino that emerged with modernization will be imagined as a part of cultural modernization from the first years of the republic. However, these venues would eventually become new performance venues and areas of struggle where traditional music was performed.Thus, it will be seen that women, who are instrumentalized as a part of modernization, are predominantly a part of this struggle.
The article is important in terms of considering radio and casino as new struggle areas of Turkish music, examining the dynamics, actors and their strategies that operate and transform radio and casino in the context of Bourdieu sociology. In the article, a descriptive survey model, which is studied with a qualitative method, was used, and publications related to radio and casinos were scanned, as well as magazines with radio extensions and biographies of the performers' lives. In line with the findings obtained by evaluating the data obtained, Mesut Cemil Bey, who had power over the state capital by giving the radio a function like a school, in which radio and casino emerged as a new field of struggle, aimed to reproduce the cultural capital related to traditional music, to build the corporate culture specific to the radio. It is understood that it instills a thought of distinction in traditional music by enabling the creation of two different symbolic fields, thus causing a two-sided conflict in the music community. However, the new power area that emerged with the establishment of Istanbul radio and the relationship of this area with the political power led to the emergence of two separate structures and symbolic areas, which are fed from each other and where different capitals operate, while the formation of the radio-specific symbolic capital called "radio attitude". has also done.